31 Aralık 2011 Cumartesi

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUNNNNNN

yine yeni bir yıl var kapımızda. 2012 yılına gireceğimiz şu günlerde istediğiniz her şeyin gerçekleşmesi dileğiyle. Geleceğinizi oluşturacak her yeni gün bir önceki günden daha güzel isteklerinize uygun ve sizi mutlu edecek şekilde olsun! İyi Seneler

27 Aralık 2011 Salı

Pınar Labneli!

Son zamanlarda herkesin konuştuğu hatta Obama’nın hanımının bile merak ettiği tarif; Pınar Labneli!







Herkes bu tarifi merak ediyor, lezzeti dünyanın bir ucuna yayılıyor.






Pınar Labneli Yedi Baharatlı Pasta’nın tarifini  http://www.facebook.com/PinarLabneadresinden öğrenebilirsiniz.






Diğer Pınar Labne’li tarifleri herkesten önce öğrenmek için sayfayı takip etmeyi unutmayın!






Bir bumads advertorial içeriğidir.

16 Aralık 2011 Cuma

ATKILARIM..

Arkadaşlar kış günü canım sıkıldıkca atkı ördüm...

ÇEVİZLİ KADAYIF..

500 gram tel kadayıf



6 yemek kaşığı tereyağı veya margarin


2,5 su bardağı kalın çekilmiş ceviz içi


şerbeti için:


3,5 su bardağı tozşeker


3 su bardağı su


1 tatlı kaşığı limon suyu






Yapılışı Tozşeker ve suyu bir tencereye aktarın. Orta ısılı ateşte tahta bir kaşıkla arada karıştırın. Şeker eriyip şerbet kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynamaya başlayan şerbetin üzerine limon suyunu ekleyin. 10 dakika kadar daha pişirdikten sonra ocaktan alın. Soğuması için bir kenarda bekletin.






Ceviz içlerini iri parçalar halinde çekin. Tereyağını bir tavada erittikten hemen sonra ocaktan alın. ılık hale gelene kadar bekletin. Taze (çiğ) tel kadayıfı derin bir kaba koyun. Kadayıfı elinizle çekiştirerek koparıp parçalayın. ılık haldeki erimiş tereyağını kadayıfın üzerine azar azar gezdirin. Bir taraftan da ellerinizle bastıra bastıra yoğurarak yağı kadayıflara yedirin.






Kadayıfı iki eşit parçaya ayırın. Bu parçalardan birini yaklaşık 40 cm çapında bir fırın tepsisine koyun. Üzerine yine bastırarak kadayıfı tepsiye yayın. Çekilmiş ya da dövülmüş cevizleri kadayıfın üzerine serpiştirin.






Kadayıfın ikinci parçasını da cevizlerin üzerine parçalayarak dağıtın. Elinizle bastırarak yerleştirin. Üzerini şekli düzgün ceviz parçalarıyla süsleyin. Kadayıfı 5 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında üzeri altın sarısı renk alıncaya kadar 45 dakika kadar pişirin.






Sıcak sıcak fırından çıkardığınız kadayıfın üzerine soğuk şerbeti gezdirin. Kadayıfın şerbeti çekmesi için en az 30 dakika bekletin. Dilimleyerek servis yapın. Afiyet olsun..

AŞUREYE BUYRUN aRKADAŞLAR..



Arkadaşlar Aşüremin dumanları cıkarken buyurun..

MALZEMELER..
AŞURE..







2 su bardağı aşurelik buğday
1 su bardağı nohut
5 su bardağı tozşeker
1 su bardağı kuru fasulye
15 su bardağı su
yarım çay bardağı pirinç
1 su bardağı kuru üzüm
1 su bardağı küp doğranmış kayısı
1 su bardağı doğranmış kuru incir
yarım su bardağı kuru dut .


Süsleme için:






1 su bardağı kuş üzümü
Çekilmiş ceviz içi, Antep fıstığı
Tarçın, nar taneleri istediğiniz gibi süsleyin..






Hazırlanışı:


Buğday, fasulye, nohut ve üzümü yıkayıp ayrı kaplarda bir gece önceden ıslatın. Ertesi gün buğdayı süzüp büyük bir çelik tencereye alın. 15 su bardağı su ekleyip kaynatın. Üzerinde biriken köpüğü bir kevgirle alıp tencerenin kapağını kapatın ve 30 dakika kaynatın. Fasulye ve nohutu süzüp ayrı kaplarda haşlayın.


Pirinci yıkayıp süzün ve buğdaya ilave edin. Buğday taneleri iyice yumuşayıncaya kadar yaklaşık 4.5 saat kısık ateşte arasıra karıştırarak pişirin.


Buğdayın suyu un çorbası kıvamına gelmek üzereyken tozşeker, nohut ve kuru fasulyeyi ekleyin. . Kuru üzüm ve kuru kayısıyı ilave edip karıştırın. Birkaç taşım kaynattıktan sonra ateşten alın.


yukardaki malzemelerin hepsini ekleyip karıştırın.kıvamında onlarıa pişirin    Sıcakken kaselere boşaltın. Soğuyunca üzerini ceviz içi, Antep fıstığı, kuş üzümü, tarçın ve nar taneleri ile süsleyerek servis yapın. İsteğe bağlı olarak gülsuyu da serpebilirsiniz. Afiyet olsun..

9 Kasım 2011 Çarşamba

1981 MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜ SAYGIYLA ANIYORUZ..

Bu haftanın amacı sadece bir ölüm yıldönümü olarak Atatürk’ü anmak değil,böyle bir lidere sahip olmanın gururuyla, onun düşüncelerini anlamak ve yaşatmaktır. Siz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının bu görevi hiçbir zaman unutmayacağınız inancıyla,ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla

ANIYORUZ

5 Kasım 2011 Cumartesi

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN..

YALNIZLIK NE UCSUZ BUCAKSIZ MAVI DENIZDE OLMAK NEDE BIR COL ORTASINDA TEK BASINA OLMAKTIR. YALNIZLIK SEVDIKLERINDEN UZAK BAYRAMLARDA YALNIZ KALMAKTIR. BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.
ARKADAŞLAR..

1 Kasım 2011 Salı

DOMATESİN HİKAYESİ..ÖNCELERİ ZEHİRLİ SANILIRMIŞ..

ZEHİRLİ SANILIRMIŞ :)







İpek Yolu üzerinden gelen gıdaların gerek pahalılığı gere...kse ulaşım zorluğu insanoğlunu yeni lezzetlerin ve deniz aşırı kıtaların keşfine yöneltmişti. Özellikle Yeni Dünya'nın keşfiyle eski kıta her anlamda, uçsuz bucaksız boyutlara yelken açtı. Yeni tanışılan gıdalar her iki dünyada yaşayan insanlar için önemli ve lezzetli fırsatlar anlamına geliyordu. Bu gıdalardan biri domates; ilk önceleri pek önemsenmeyen, daha sonraları mutfak kültürlerini derinlemesine etkileyen bir sebze oldu.






NE ZAMAN YENECEĞİ BİLİNEMEMİŞ






Çıkışı Meksika olan domatesin tarih öncesine kadar giden bir geçmişi olduğu bilinir. Ancak Avrupa'ya, 16. yüzyılda İspanyollar tarafından ilk defa getirilir. Ham haldeyken oldukça keskin, olgunlaştığında sulu ve yumuşak, piştiğinde dağılan bir yapısı olduğu için insanlar domatesin zehirli olabileceği şüphesine kapılır ilk önceleri. Bir anlamda domatesin hangi aşamasında yenebileceğine karar verilmesi için dahi, uzun yıllar geçmesi gerekir.






ÖNCELERİ YEŞİLİ YENİRMİŞ






Osmanlı İmparatorluğu'na 17. yüzyılda tanıtılan domates, ilk başlarda ham halde, yeşil olarak tüketilir. Kırmızıya döndüğündeyse bozulduğu düşünülüp pek tercih edilmez. Osmanlı'da domatesin yeşil haline bir nevi patlıcanı andırdığı için 'Frenk badıcanı' adı verilir. Batıdan gelen ürünlerin başına 'Frenk' kelimesinin eklenmesi Osmanlı'da çok kullanılan bir yöntemdi.






Skylife Dergisi'nden alıntıdır.

26 Ekim 2011 Çarşamba

KAZIM KOYUNCU NE DE GÜZEL YAZMIŞ..

Kazim Koyuncu







Kürt'üm dedim hadi lan bölücü dediler.


Laz'ım dedim hadi lan devşirme Rum dediler.


Çerkes'im dedim hain Ethem'in torunları dediler.


... Alevi'yim dedim dinsiz kızılbaşlar dediler.


Ezidi'yim dedim Yezid'in pis soyu dediler.


... ... ... ... ... ... Arap'ım dedim pis yobazlar dediler.


Ben dedikçe onlar da bir şeyler dedi.


İnsanım diyecektim ama.


İnsanlığa ait her şeyi yok ettiler!






Kazim Koyuncu

18 Ekim 2011 Salı

TATLI EV KURABİYESİ..

Arkadaşlar bu gün hem tatlı hemde tuzlu kurabiye yaptım karışık







olsun dedim evde hangisini isterlerse öyle yensin diye önce tatlının kurabiye tarifini yazayım..


TATLI EV KURABİYESİ...


MALZEMELER...


2/5 su bardağı un..


1.su bardağı pudra şekeri..


1 paket kabartma tozu..


1 su bardağı eritilmiş margarin yada tereyağ..


2.yumurta..


1 limon kabuğu rendesi/arzunuza kalmış..


1 çay bardağı yoğurt..


YAPILIŞI...


Bütün malzemeyi bir kaba koyun ve yoğurun hamurdan küçük parçalar alınve yuvarlayın yağlanmış yada yağlı kağıt koydugunuz tepsinize aralıklı olarak dizin.Üzerine yumurta sarısı sürün 200 derecelik fırında 20 dakika kadar pişirin piştikten sonra isterseniz üzerine pura şekeri serpebilirsiniz Afiyet olsun...

TAS KEBABI..

Arkadaşlar bu günde tas kebabı yanında sade pilav yaptım





MALZEMELER...


1/2 kg ince kuşbaşı doğranmış kuzu eti..


1 çay bardağı sıvı yağ


2 adet domates1/2 çorba kaşığı domates salçası


3 diş sarımsak /Arzunuza kalmış..


1 orta boy soğan


1 çay kaşığı kekik


1 çay kaşığı karabiber1/2 çay kaşığı kırmızı biber


2 adet patates..


tuz.


YAPILIŞI..


Soğanları ve sarmısakları yemeklik doğrayın, yağ konmuş orta büyüklükte tencereye koyun. Kuş başı doğranmış etleri üzerine döküp, karıştırın. Üzerine salca ve domatesi ilave edin. En son baharatı ilave edin. İyice karıştırın. ve çok kısık ateşte pişirmeye başlayın. Etler suyunu saldığında tuzunu ilave edin. Yemek suyunu çekene kadar pişirin. Servis yaparken yanına kızarmış patatesleri koyabilirsiniz..Afiyet olsun..

12 Ekim 2011 Çarşamba

ELMALI KURABİYE..

Arkadaşlar elmalı kurabiyenin değişik tarifleri var hepimiz yaparız..Bu tarifi arkadaşım Damak tadında gördüm tadı hamuru daha güzel geldi bana ..yani nefis olmuştu..


Malzemeler


250 gr oda sıcaklığında tereyağ


1 kahve fincanı sıvıyağ


1 yemek kaşığı yoğurt


3 yemek kaşığı süt


1 yemek kaşığı şeker


1/2 paket kabartma tozu


alabildiği kadar un






Üzeri için


pudra şekeri






İçi için


3 adet küçük elma rendesi
3 yemek kaşığı şekeri
1 çay kaşığı tarçını tavada 3-4 dk pişirip soğutun.






Hazırlanışı


Tüm malzemeyi karıştırıp yumuşak bir hamur elde ediniz.
Hamurdan eşit parçalar kopartınız.
Her bir parçayı açarken, masayı hafif unlayınız.(hamurun yapışmaması için)
İçersine elmalı karışımdan koyup, kapatıp, ay şekli verip, tepsiye diziniz.
175 c deki fırında yaklaşık 15-20 dk pişirin.
Soğuduktan sonra, üzerine pudra şekeri serpip servis yapınız. Afiyet olsun..

3 Ekim 2011 Pazartesi

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM...

Arkadaşlar.Bugün benim Doğum günüm...ama evde hiç kimsenin aklına bile gelmedi..



yine unutuldum anlıycanız ..her kez kendi derdinde onun içindir ..


bende ufak bir pasta aldım benim dert ortağım hayat arkadaşım eşimle..


küçük bir kutlama yaptık .o bile unutmuş ama haaa biliyordum dedi ama yutmadım bal gibi unutmuştu..


yaşlandıkca unutuluyor demekki ..Her yaşın güzelliği bir başkadır..


bu kadarrrrrr..

18 Eylül 2011 Pazar

ÇALIŞIYOR MUYUM DİYE SORUYORSUN ????

ÇALIŞIYOR MUYUM DİYE SORUYORSUN ????







TABİ Kİ ÇALIŞIYORUM!!!


Ben aile yöneticisiyim,çalar saatim,aşçıyım,öğretmenim,dadıyım,hemşireyim,ütücüyüm,antrenörüm,kuaförüm, psikologum,bodyguardım,sekreterim,geleceği tahmin ederim,omzumda ağlanabilir,navigasyonum (herşeyi bulurum) şoförüm,bankamatikim 7/24 365 gün hazırım:))
BÜTÜN ANNELER VE KADINLARIMIZ GİBİ..

16 Eylül 2011 Cuma

PİRİMA BERFİN BEBİŞTE DENEDİM BİLİYORUM..

Arkadaşlar Denedim biliyoruma Üyeyim ya ordan bana PİRİMA Çocuk bezleri geldi
benden iş geçti bebek için ama dururmuyum manevi torunum BERFİN bebeğimizde denedim
çok güzel rahat uyudu bezler harika..

nerde bizim zamanımızda böyle rahatlık bezleri kazanlarda bembeyaz kaynatır yıkardık makine nerde bez nerde..

20 Ağustos 2011 Cumartesi

FIRINDA BAGET..




Arkadaşlar daha tam pişmeden resimledim pişince vaktim olmaz diye misafirlerim vardı..



15 adet arpacık soğan

2 adet domates

2 adet  patates
5-6 adet sivri biber

2-3 diş sarımsak

2 çorba kaşığı sıvıyağ

kekik

karabiber

tuz



Tavuklar fırın tepsisine dizilir.

Arpacık soğanlar ve sarımsaklar ayıklanarak aralarına serpiştirilir.

patatesler orta büyüklükte kesilir tepsiye eklenir
Domatesler dörde bölünür, biberlerin çekirdekleri çıkartılıp dörde bölünür ve onlar da aralara serpiştirilir.

Üzerlerine tuz, karabiber ve kekik serpilir.

Yağ üzerlerine gezdirilip fırınlanır.

200 derece fırında 35-40 dakika pişirilir..Afiyet olsun...


18 Ağustos 2011 Perşembe

FIRINDA KARIŞIK DOLMA..





..dolmalık biber,kabak.domates
350 gr. yağsız kıyma,,kıyma size kalmış gramajı
2 adet kuru soğan
1. su bardağı pirinç
2 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
Zeytinyağı
Nane,maydanoz
Tuz
Karabiber,kırmızı biber..


1. Dolmalık biber lerimizi, kabaklarımızı vede domatesimizi hazırlıyoruz..
2. Güzelce yıkayıp,sularının süzülmesi için süzgece alıyoruz.
3. Soğanları incecik yemeklik doğruyoruz.
4. Pirinci soğuk suda güzelce yıkıyoruz.
5.  bir kapta kıymayı,soğanı,pirinci,1'er yemek kaşığı salçayı,baharatı ve zeytinyağını harmanlıyoruz.
6. Kabak,ve     Dolmalık biberlerin içine 1'er parmak aşağıda kalacak şekilde iç malzeme koyuyoruz.
7. Isıya dayanıklı bir kaba dolmaları yerleştiriyoruz.
8. 1 yemek kaşığı salçayı sıcak suda eritip,fırın kabına döküyoruz.Üzerinden biraz zeytinyağı gezdiriyoruz.
9. Yaklaşık 1 saat sonra dolmaların pişip pişmediğini kontrol ediyoruz. Siz kendinize göre ayarlayabilirsiniz.Afiyet olsun.

11 Ağustos 2011 Perşembe

85 yılından önce doğanlar :)) ‎50 - 60 - 70 - 80' li yıllarda mı büyüdün? nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın?

85 yılından önce doğanlar :))



‎50 - 60 - 70 - 80' li yıllarda mı büyüdün? nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın? :))
1.- Arabaların emniyet kemeri, kafalıkları, ve kesinlikle hava yastıkları yoktu.
2.- Arka koltuk tehlikeli değil de eğlenceliydi.
3.- Bebek yatakları ve oyuncaklar ...renkliydi. Ya da en azından kurşunlu, muhtelif zehirli maddeler ile boyanmıştı.
 4.- Prizlerin, araba kapılarının, ilaç şişelerin ve kimyasal ev temizliyicilerinin üzerinde çocuk kilitleri yoktu...
5.- Kasksız bisiklete biniliyordu.
6.- Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan yada muhtelif başka kaynaklardan su içiliniyordu...
7.- Oyun oynamaya çıkmanın tek şartı hava kararmadan önce eve dönmekti.
 8,- Cep telefonu yoktu ve hiç kimse nerelerde gezdiğimizi bilmiyordu. İnanılmaz ...
 9.- Okul öğlen bitiyordu... Ve öğlen yemeği için evimize geliyorduk.
10.- Bir sürü yaramız, kırılmış kemiğimiz ve kırılmış dişimiz vardı, fakat hiçbir zaman birileri bu yüzden mahkemeye verilmiyordu.Kendimizden başka kimse sorumlu değildi.
11.- Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler yiyorduk, ve gerçek şekerli içecekler içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı - çünkü hep dışarda oynardık , aktif olarak ...
 12.- Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk... aynı bardaktan içebiliyorduk, ve kimse bu yüzden ölmüyordu.
 13.- Playstation, Nintendo 64, X boxes, Vídeo oyunlarımız, 99 kablolu kanalımız , Dolby surround, Cep telefonumuz, Bilgisayarımız, Internet de Chat odalarımız YOKTU. onun yerine ARKADAŞLARIMIZ vardı bolca!!!
14.- Yürüyerek veya bisiklet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk, kapılarını çalıp hatta çalmıyarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk!!!
15.- Evet dışarda, o acımasız korkunç dünyada! Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu? Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında psikolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu.
16.- Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı değildi ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Psikoloğa ya da Pedagoğa gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiperaktivite yoktu, basitçe o okul yılını tekrarlıyordu.
 17.- Özgürlüğümüz , üzüntülerimiz , başarılarımız , görevlerimiz vardı ...ve bunlar ile yaşamayı öğreniyorduk. Soru: nasıl oldu da bütün bunlara rağmen hayatta kalmayı başardık??? Ve daha da önemlisi kendi kişiliğimizi bu şartlar altında nasıl oldu da geliştirebildik??? Sen de bu jenerasyondan mısın? Şimdiki çocuklar büyük bir olasılık ile bizim yaşama şeklimizi sıkıcı bulacaklar -


fakat- bizler çok güzel ve mutlu yaşadık!!!!!! değil mi???? -Alıntıdır-


8 Ağustos 2011 Pazartesi

(Afrikalı zenci bir çocuğun şiiri.2005 yılı'nın en iyi şiiri olmaya aday gösterilmiş)



Hastayken Siyahtım Öldügümde Hala Siyahım Ve Sen Beyaz Çocuk Doğduğunda Pembesin Büyürken
Beyazsın. Güneşe Çıktığında Kırmızı Üşüdüğünde Mor Korktugunda Sarı Hastayken Yeşil
Öldüğündede Gri'sin Sen şimdi bana renklimi diyorsun???

(Afrikalı zenci bir çocuğun şiiri.2005 yılı'nın en iyi şiiri olmaya aday gösterilmiş)


Blogcu arkadaşımdan aldım çok güzel .




29 Haziran 2011 Çarşamba

HAVUÇ YAĞININ FAYDALARI..

Arkadaşlar Havuçun faydalarını biliyoruz yağınında faydasını gözden kaçırmıyalım.

sizlere birde sağlıklı brozlaşma tarifi yazayım..

Hazırlanış Biçimi : Havuç maydanozgiller familyasından olup, kökleri kullanılan bir bitkidir.Çok faydalı bir yiyecek olduğu gibi şifalı bir çok yönü de bulunmaktadır.



İçindekiler : Uçucu yağ, sabit yağ, şeker,A vitamini, karotin ve rezin içerir.
Faydaları : Vücuda kuvvet verir. Kabızlığı giderir. Bağırsak iltihaplarının tedavisinde kullanılır.Bağırsak kanamalarını keser. Çocuk ishalinde faydalıdır.Kansızlık için kullanılır. Anne sütünü arttırır.Böbrek ağrılarını dindirir.Astım,bronşit ve veremde kullanılır.Ses kısıklığını giderir.Görme gücünü arttırır.Dişetlerini kuvvetlendirir. Cilde canlılık verir. Yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir.Ultraviole (UV) ışınına karşı vücut bağışıklığını arttırır . Cildin bozulmasını önler. Güneş yanıklarının iyileşmesine yardımcı olur. Bronzlaşma karışımlarında yer alır.


Kullanım Şekli : Günde 2 defa bir çay bardağı suya veya şekere 2-3 damla damlatılarak alınır. ALINTI..

Ama doktorunuza danışmadan yinede kullanmayın..

İŞTE BRONZLAŞTIRICI BİR KARIŞIM

Ceviz Yağı - Badem Yağı - Kakao Yağı - Kayısı Yağı - Fındık Yağı - Havuç Yağı

Yapılışı : Bütün yağlar karıştırılarak vücuda sürülür.Güneşte beklenerek vücudun bronzlaşması sağlanılır.

10 Haziran 2011 Cuma

MİLFÖYDEN KATMER..



Arkadaşlar bu gün tatesal. kızımda gördüm dururmuyum hemen yaptım çokda güzel oldu hemde fırındaki  gibi yağlı ağır olmadı..

tarifi çok basit  Milföyleri buzluktan cıkarıp çözdürüyoruz Teflon tavayı kızdırıp hiç yağ koymadan arkalı önlü kızartıyoruz kahvaltıda nefis olur bu gün ilkindeki çayımın yanında çok güzel gitti..
yerken baskülü kaldırdım ortadan he he ..

Afiyet olsun..

8 Haziran 2011 Çarşamba

ARKADAŞLAR KUYRUKSUZ SOKAK KEDİSİNİN DRAMI....




Arkadaşlar bu kediçik sokak kedisi kediyi görünce üzüldüm kuyruğu yoktu arkadaşımın dükkanının önünde dolanıyordu sordum niye böyle diye.keşke sormasaydım..Kim yaptıysa kedinin kuyruğundan şiş gibi bir şey sokmuşlar nerdeyse beline kadar kuyruk ucundan..kediçik arkadaşımın dükkan kapısına zor gelmiş hemen Veterinere götürmüş Ameliyat etmişler protez koymuşlar beline ama kuyruğunuda kesmişler bir zaman sonra düzelmiş şimdi kimi görse kuçak istiyor şirinlik yapıyor sokak kedisi ama çok sevimli ben markete gidiyorum evime yakın kediçik oralarda beni görüyor marketin kapısında bekliyor benimle bloğuma kadar geliyor ..şimdi çok iyi..
Arkadaşlar hayvanlara karşı duyarlı olalım çocuklarımızada bunu aşılıyalım ..

17 Mayıs 2011 Salı

ZEBRA KEK..


ZEBRA KEK..


Malzemeler







4 adet yumurta


1 su bardağı şeker


1 su bardağı süt


1 su bardağı sıvı yağ


2 su bardağı un


1 paket kabartma tozu


1 paket vanilya


2 yemek kaşığı kakao

Hazırlanışı


Yumurta ile şekeri beyazlayana kadar çırpın. Daha sonra süt, sıvıyağ, un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyerek bildiğimiz kek hamurunu oluşturun. Hazırladığınız hamuru iki eşit parçaya bölün ve ayırdığınız hamurlardan birine kakaoyu ekleyin. Yaklaşık 22-23cm çapındaki yağlanmış yuvarlak tepsinin tam ortasına hamurlardan sırayla 3 er yemek kaşığını dökün(yani 3 yemek kaşığı kakaolu, 3 yemek kaşığı vanilyalı). Bu işlemi yaparken ara vermeyin. . Daha önceden ısıtılmış fırında 160 derecede keki pişirin. Dilimlendiğinde çok güzel bir görüntü ortaya çıkıyor… Afiyet olsun..

15 Mayıs 2011 Pazar

BLOGLARIMIZA DOKUNMAYIN*

TÜM YASAKLAMALARA ,TÜM ENGELLEMELERE RAGMEN BURDAYIM .BLOG YAZMAYI SEVIYORUM

BLOGLARIMIZA DOKUNMAYIN*

13 Mayıs 2011 Cuma

ŞALLARIM..





Arkadaşlar bu şalları ordüm kış bitti valla Allah kısmet ederse geleçek sene kullanırım.
örgüyü çok seviyorum rahatlatıyor beni terapi gibi...

18 Mart 2011 Cuma

8 Mart 2011 Salı

KALP PATATESİM ARKADAŞLAR

Arkadaşlar iki gün evel marketten patates aldım eve geldim yemek yapıcam patatesleri cıkardım yıkayıp soyayım derken ilk aldığım patates kalp şeklinde görünce şaşırdım soymaya kıyamadım .ama iki gündür yanları çillenmeye başladı ...

7 Mart 2011 Pazartesi

8 MART DÜNYA EMEKCİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN ARKADAŞLAR...

KADIN
Kimi der ki kadın
uzun kış gecelerinde
yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
Harman yerinde dokuz zilli
Köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım.
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır.
Nazım HİKMET

1 Mart 2011 Salı

PORSİYONLUK KÜVEÇLERDE TÜRLÜ..


MALZEMELER



300 gr kusbasi koyun eti


2 orta boy sogan


2 orta boy patlican


2 orta boy kabak


Iki avuç taze fasulye


Bir avuç taze bamya


4 adet yesilbiber


1/2 bardak sivi yag


3 orta boy domates


2 yemek kasigi margarin veya tereyagi






YAPILIŞI


Kusbasi dogranmis etleri, kiyilmis sogan ve 2 kasik yagla atese koyun.


Arada karistirara kisik ateste suyunu çekene dek pisirin.


Patlicanlari alacali soyun, bir parmak uzunlugunda kesin ve üzerine biraz tuz serperek bekletin. Sonra da yikayip kurulayin ve kizgin yaga atarak açik pembe kizartin.


Kabaklarin kabuklarini kaziyip yikayin, yarim parmak uzunlugunda dograyin. Fasulyeleri tuzlu sicak suya atarak 10 dk bugulayin. Bamyalari yikayin ve tepelerini  kesip ayiklayin.


 Üzerine patlicanlari, dogranmis domates ve biberleri koyun. Yeterince tuz, 1,5 bardak su katip üzeri kapali olarak kisik ateste hafif pistikten sonra Porsiyonluk güveç kaplarına eşit şekilde koyun üzerine domates dilimi yeşil biber ekleyip fırına koyun ..afiyet olsun...

4 Şubat 2011 Cuma

BEN TAVŞAN TORAMAN ARANIZDAN İSTEMEYEREK AYRILDIM HASTALIĞIMA YENİLDİM..

Ben Tavşan   TORAMAN     Annemin arkadaşları beraberliğimiz bu kadarmış sevgili ailemin tüm çabalarına karşın hastalığıma yenik düştüm şengül annemin göz yaşlarıyla kucağında yaşama gözlerimi kapattım sevildiğimi bilerek rahat gittim .
Hayatımı yazdım perde kapandı ..
hepiniz sağlıkla sevgiyle kalın ....BEN TAVŞAN TORAMAN...

24 Ocak 2011 Pazartesi

SUSMAYACAĞIZ.. kalemini emekten, barıştan ve demokrasiden yana kullananlar SUSTURULAMAZ.. RUHUN ŞAD OLSUN UĞUR MUMCU..


SUSMAYACAĞIZ.. kalemini emekten, barıştan ve demokrasiden yana kullananlar SUSTURULAMAZ..



Uğur Mumcu (d. 22 Ağustos 1942, Kırşehir – ö. 24 Ocak 1993, Ankara), Türk gazeteci, araştırmacı ve yazar. 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan bombanın patlaması sonucu suikaste kurban giderek yaşamını yitirmiştir.SEVGİ VE SAYGIYLA ANIYORUM..