30 Nisan 2009 Perşembe
29 Nisan 2009 Çarşamba
YILLARDA DEĞİL.
27 Nisan 2009 Pazartesi
CANIM KIZIMA /OĞLUMA MEKTUP..
26 Nisan 2009 Pazar
ANLADIM. CAN YÜÇEL.
25 Nisan 2009 Cumartesi
ÇARŞAF BÖREĞİ..

Bügün işlerim azdı arkadaşlar kendime iş çıkardım çarşaf böreği yaptım
biraz uğraştırıcı ama yaptıktan sonra hiç bir yorgunluk kalmıyor
güzel lezzetli oluyor.
şimdi tarife gecelim.
MALZEMELER.
1 kg un
125 gr margarin
1 çay bardağı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
tuz
İÇ MALZEMESİ
Arzunuza kalmış peynirli maydanozlu,patatesli,kıymalı olur
YAPILIŞI..
Unun içine kabartma tozunu ekleyin güzelcene yoğurun
20 dakika kadar dinlendirin hamuru sonra dört yumak eşit olucak
şekilde kesin ilk bezeyi acın 30 santim büyüklüğünde üzerini sıvıyapşa azıcık yağlayın elinizle yayın dört bezeyide aynı şekilde yapın çarşafınızı yayın açtığınız hamurların birini çarşafın üzerine koyun elinizle çekerek büyükçene açın üzerine yaptığınız içten serpin her yerine üzerine erittiğiniz yağdan her tarafına iki üç kaşık serpin çarşafın kenarından tutarak kaldırın rula yapın yağlanmış tepsinize sararak koyun diğer üç hamuruda aynı işlem yapın üzerine yumurta sarısı çörek otu serpin 200 derece fırında pişirin
Afiyet olsun..
Çanakkale Savaşı'nın ilk kez ortaya çıkan görüntüleri
izlerken çok duygulandım arkadaşlar..
24 Nisan 2009 Cuma
PORTAKALLI REVANİ..

limon kabuğu rendesi
ŞERBETİ..
5 su bardağı su
4 su bardağı şeker,yarım limon suyu.
şerbeti kaynatın yumurtaları toz şekeri iyice çırpın .Yoğurt sıvıyağ,irmik portakal rendesi kabuğundan az birşey koku vermek içinve un katılır.En son kabartma tozu ekleneçek karıştırılır.Tepsi yağlanarak çırpılan hamur dökülür üzeri iyice kızarana kadar pişirilir istenilen şekilde kesilerek yapılan şerbet ılık olarak hamurun üzerine dökülür
Afiyet olsun
40 YAŞ ERKEĞİ..(CAN DÜNDAR)
Kendimi ayırt etmeden söyleyeceğim; Bazen erkek soyu midemi bulandırıyor. "Kadın kokusu", taze ete susamış bir sırtlana dönüştürüyor bizi... Gözümüzü kör ediyor; başımızı döndürüyor. Amerikan başkanından hocasına, kör cahilinden okumuşuna, kılıbığından "Taşfırın"ına kadar böyle bu...Hele 40'ımızı geçmişsek... Hele cüzdanımızı şişirmişsek... Ve hele 40 yılı "boşa" geçirmişsek...* * *Sokağın çağrısını 40'larında işiten erkeğin "kaybolan yıllar" ağıtına, "televole" özentisi bir aşermenin ağız şapırtısı eşlik ediyor. Evet, "alem gezip eğleniyor". Sokakta onun karizmasına teslim olmaya hazır "çıtırlar" fink atıyor. O ise pijaması içinde "evi bekliyor". Oysa -40'lıkların yaman teşhisiyle- "Hayat hızla geçiyor" ve "Böyle mi öleceğiz?" sorusu beyni deşiyor. Bu panik, yaşanmamış yılların hıncıyla sokağa döküyor 40 yaş erkeğini...Altta kırmızı arabalar, belde zar zor giyilmiş kotlar, dilde demode iltifatlar, cepte karaborsa Viagra'larla... Hâlâ beğeniliyor olmanın vehmi, hala yapabiliyor olmanın hazzına karışıyor. Tatmin edilen ego şiştikçe şişiyor. Nefis uyanınca göz, ne iş ne ev görüyor. Bitap evliliklerin tozunu, sevgisiz ilişkiler alıyor. Her dişlenen "taze et", yenileri davet ediyor. Ev zulaları, günahların çetelesini tutuyor. İhanet kol geziyor.* * *Kim bilir kaç erkek, gömlekteki bir ruj izi, cepte unutulmuş bir mektup ya da ansızın gelen bir telefon mesajı yüzünden kan ter içinde hesap verdi, çocukça boyun eğdi, beceriksizce yalan söyledi, öfkeyle terk etti, terk edildi bugünlerde... Kaçı, pişman gözler, yalvaran sözlerle geri döndü eşine, döndürdü eşini...Kaçı, ertesi gün unuttu, "ebediyen" verdiği sözleri... Kaçı, haber verenleri suçladı, yakalandığında...Kaçı, yakalanana "enayi" dedi, haberi duyduğunda...Ve kaç "kutsal kadın", aile denilen kumdan kalenin sınırboylarını bekledi, kızarak, ağlayarak, utanarak, yine de diş bilediği kale reisini savunarak; ...ve göz yumarak... bazen sevgiden, çoğu kez çaresizlikten... ...aynı saatlerde erkek, bir kahvede, becerdiklerini anlatırken...* * *Yanlış anlaşılmasın. Garipsediğim, 40 yaş erkeğinin kadını sevmesi değil; sevmemesi... Ve şaşırtıcı olan, ihanet etmesi değil; ihanet ettiği hayatı aynen sürdürmesi... Yaşadığının bedelini ödemeye cesaret edememesi... Harcına yalan kattığı kaleyi terk edememesi... "Ben de karımın kaçamağını, ondan beklediğim tevekkülle karşılayabilirim" diyememesi...Hep kendine yontarak diktiği ikiyüzlü bir ahlak totemine her daim secde etmesi... Ne ihanet ettiği, ne ihaneti paylaştığı kadına karşı dürüst olabilmesi... 40'ında hala para karşılığı çiftleşmeyi, geceden kalma pudra izini banyoda gizlice çitilemeyi, cep telefonunu her an patlayabilecek bir el bombası gibi gizlemeyi kendineyedirebilmesi...* * *Kabul edelim: Evlilik bitti!Çağ yorgunu aile, ancak başka kadınların (ya da erkeklerin) kolunda yürüyebiliyor. Yalan, bir mecburiyetler rejimi sayılan evliliğin temellerini oyuyor. Ve herkes her şeyi bilerek, gönülsüzce boyun eğerek bu oyunu oynuyor. Çare, eşlerin birbirinin hayatını yaşamaktan vazgeçip her hayatı, sahibinin nefsine, iradesine, vicdanına, insafına terk etmesidir. Sevgi varsa, aile ilelebet sürecektir. Yoksa, böyle sürdürmek rezilliktir. Yalansız yaşamayı özlemediniz mi?(Can Dündar).
Can dündarın bu yazısına hak vermemek mümkün değil ama (istisnalar Ayrıdır )
23 Nisan 2009 Perşembe
HEP SENİNLE.(KENDİ ŞİİRLERİM)
IŞIĞA HASRET..(KENDİ ŞİİRLERİM)
IŞIĞA HASRET..Işığa hasret kaldım bir yudum suya
SÜTLAÇ.

21 Nisan 2009 Salı
TAVŞAN TORAMAN.

Ben tavşan toraman Sahibim beni aldığında bir haftalıktım cinsiyetimi bilmiyorlardı onun için beni kız olarak isim verdiler kızım diye beni üç alık filan dım bende değişikliği fark ettiler o zaman Erkek olduğumu anladılar bana verdikleri kız ismimi hemen değiştirdiler zaten bende sevmemiştim o kız ismi adımı toraman olarak koydular ben etli olmamak şartıyla nerdeyse her şeyi yerim kara lahana,maydanoz ,ana yemeklerim.havuçu ince ince kesiyorlar sağolsunlar yerde olan bir şeyi yemem lahanalarımı maydanozumu kafesime asılı olarak yerim kuru üzüm antep fıstığı badem çok severim kurabiyeye dayanamam bisküvi kek yediklerimin arasındadır haftada bir iki kere süt içiyorum haftanın iki günü yıkanıyorum biraz bu aralar kilo aldım ziplamalarım azaldı yürürken karnım yerde diye sahibim biraz konuşuyor ama kıyamıyor bana yine yediriyor ha unuttum elmayıda çok severim bu günlük bu kadar bonya günüm gelmiş evin annesi banyoyu hazırlıyor hoşçakalın yine yazarım size
Tavşan...TORAMAN...
20 Nisan 2009 Pazartesi
18 Nisan 2009 Cumartesi
ŞEKER PARE.

17 Nisan 2009 Cuma
ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI.


16 Nisan 2009 Perşembe
15 Nisan 2009 Çarşamba

VİŞNE RECELİ.

14 Nisan 2009 Salı
SIVAS USULÜ AYRANLI ÇORBA.

CANIM KIZIMA/OĞLUMA MEKTUP..
12 Nisan 2009 Pazar
SADE BÖREK..

11 Nisan 2009 Cumartesi
CEVİZLİ TEL KADAYIF..



Bu gün canım cevizli tel kadayıf istedi canım yaptım herkes yapar amatarifini sizlerle paylaşmak istedim.
10 Nisan 2009 Cuma
FIRINDA PATLICAN KEBABI.

BİŞİ.

MALZEMELER 500 kg un 20 gr maya 1 yumurta tuz
YAPILIŞI.Unu tuzu mayayı yumurtayıkarıştırıp bir güzel yoğuralım üzerini kapatıp mayalanmaya bırakalımmayanlandıktan sonra ufak parcalar alıp kızgın yağda kızartalım bu kadar
AFİYET OLSUN
ETLİ NOHUT.

FIRIN KÖFTE..
